Totaliter sistemlerde eğitim kurumları, kurulu sistemin ideolojisinin bir yayım merkezi, bir vücut bulma üssüdür. Fertler, bu kurumlarda şekillendirilir. Böylece toplumun muktedirleri, hâkimiyet ve tahakkümlerini sürdürmenin üssü olarak eğitim kurumlarını görür ve kullanırlar. Örneğin, 25 Ağustos 1918’de düzenlenen Sovyet öğreniminin birinci kongresinde Lenin’in söyledikleri bunu açıkça ortaya koymaktadır: Okul sahasında çalışmalarımızın asıl gayesi burjuvaziyi yok etmektir. Biz açıkça ilan ediyoruz ki, siyaset dışı okul yoktur. Aksini iddia etmek yalan ve ikiyüzlülüktür.
Amaç, komünist sisteme hizmet eden, bu yolda mücadeleden başka bir şey düşünmeyen, kafaları uyuşturulmuş, inançsız ve ahlaksız nesiller elde etmektir. Böyle bir eğitim sisteminden nitelikli, eleştirel ve perspektif sahibi bireylerin yetişmesi düşünülemediği gibi, araştırmacı nesiller de çıkmaz. Demokratik ülkelerde ise, bu kurumlar özgür bireylerin yetişmesi ve demokratik toplumun inşa aracı olarak görülmektedir. Ülkemizde demokratikleşmede bunca mesafe kat edilmesine rağmen eğitim sisteminin demokratikleşmesi için, teşkilat yasasının 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile yapılan köklü değişime kadar ciddi bir adım atılamamıştır. Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer, eğitim sisteminin demokratikleşmesi adına beklenen değişim ve dönüşüm için teşkilat yasasında yaptığı değişiklikle önemli bir adım attı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın hantal bürokratik yapısını yeniden düzenleme ve ideolojik eğitimden arınma adına atılan bu adım eğitimde devrim niteliğindedir.
3 Mayıs 2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu Hizmetlerinin Düzenli Etkin ve Verimli Bir Şekilde Yürütülmesini Sağlamak Üzere Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Teşkilat Görev ve Yetkileri ile Kamu Görevlilerine İlişkin Konularda Yetki Kanunu ile Meclis yürürlük tarihi itibariyle altı ay süreyle geçerli olmak üzere Bakanlar Kurulu’na birden fazla kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verilmişti. Hükümet, bu yetkiye dayanarak Haziran ayında tüm sözleşmeli personelin kadroya geçişini sağlamıştı. İkinci önemli bir adım ise, 3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’u yürürlükten kaldıran 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Milli Eğitim Teşkilatı tepeden tırnağa değiştirilerek atıldı.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın vazifesi, insan haklarına dayalı bir toplumun gerektirdiği bilgi ve beceriyi geliştirmektir. Bireyleri evrensel değerlerle buluşturarak özgür birey ve demokratik bir toplum inşa etmektir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin görevler bölümünde yer alan, ‘öğrencileri bedenî, zihnî, ahlakî, manevî, sosyal ve kültürel nitelikler yönünden geliştiren ve insan haklarına dayalı toplum yapısının gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatarak geleceğe hazırlayan eğitim ve öğretim programlarını tasarlamak, uygulamak, güncellemek’ şeklindeki ifadelerle iktidarın, demokratik bir toplum inşa etmeyi hedeflediğini görmekteyiz. Burada insan haklarına saygılı bir eğitim sistemi yerine, insan haklarına dayalı bir eğitim sisteminin hedeflenmiş olması demokratikleşme adına önemlidir.
Demokratik bir toplumun inşası için, eğitim sistemleri, muktedirlerin ve devletin istekleri doğrultusunda bir felsefeyi yansıtan kurumlar olmaktan arındırılmalıdır. Şartlandırma ve dayatmalar tümüyle terk edilmelidir. Bu aşamada zaman kaybetmeden katsayı uygulamasının kaldırılması, Milli Güvenlik derslerinin sivil öğretmenlerce okutulması, öğrenci andı uygulamasının ve başörtüsü yasağının derhal kaldırılması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Milli Eğitim Temel Kanunu’ndaki “genellik ve eşitlik” ile “fırsat ve imkân eşitliği” ilkelerinin eğitim süreçlerindeki ve eğitimin sonuçlarındaki eşitliği de kapsayacak şekilde yukarıda ifade edilen biçimde güçlendirilerek yeniden tanımlanması gerekmektedir.
Eğitime erişimi kolaylaştıran, her vatandaşın eğitimin fırsat ve imkânlarından eşit derecede yararlanabilmesini teminat altına alan politika ve stratejiler geliştirmek, uygulamak ve koordine etmek de bu değişiklikte Milli Eğitim Teşkilatı’nın görevi olarak sayılmıştır. Bu yasada belirtilen çerçevede, eğitim sistemi, eğitim felsefesi ve eğitim programlarının hayata geçirilmesi için Milli Eğitim Temel Kanunu’nda da köklü değişiklikler yapılması elzemdir. Bu değişimde, 652 sayılı KHK ile öğretmenlerin özür durumuna bağlı yer değiştirmelerine ilişkin düzenlemede oluşturulan mağduriyet gibi, eğitim çalışanlarının kazanımlarına helal getirmeden, yeni mağduriyetlere neden olmadan değişim gerçekleştirilmelidir. Bu değişimde çalışanların özlük haklarında da iyileştirme yapılmalıdır. Meclis’te uzun süredir yasallaşmayı bekleyen uzman öğretmenlik ile ilgili düzenleme ivedilikle çıkarılmalıdır. İLKSAN’a zorunlu üyelik uygulaması kaldırılmalı, ücretlerdeki dengesizlikler giderilmelidir. Bu tür köklü değişikliklerde öğretmenlerin özür durumuna bağlı yer değiştirmelerinin yaz tatili ile sınırlandırılması gibi hususlarda mağduriyetlerin yaşanmaması için paydaşların görüş ve önerileri dikkate alınmalıdır. Eğitim hizmet kolundaki yetkili sendika temsilcilerinin daha fazla yönetime katılması, katılımcı demokrasi ilkeleri açısından da bir gerekliliktir.
Eğitimin üzerindeki vesayetin tamamen kaldırılması için hem Anayasa değişikliği hem de 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda köklü değişiklikler yapılmalıdır. Geleceğimizin aydınlanması açısından köklü değişiklik kaçınılmazdır. Bu değişimdeki hedef, mevcut yapıyı kökünden değiştirmek olmadıkça, gelecek karanlık olmaya devam edecektir.
Köklü değişiklikler, Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetki süresi dolmadan hemen yapılmalıdır.
Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal davası
Emek varsa başarı vardır
Mutfak yangın yeri
Sağımızdaki yalanın gerçeği örtme çabası
Bir vakıf insanı, sendikacı Mithat Sevin
Eğitim çalışanlarının güçlü sesi, genel yetkinin değişmeyen adresiyiz
Sendikacılığın hokkabazları
Umudu yeryüzüne aşılamak için daha fazla gayret
Kitabın, davanın, vefanın hakkını veren adam: Erol Battal
Ne rakipsiniz ne de refik
Devlet yalan söylemez!
Destanımıza yeni bir sayfa daha ekledik
Popüler kültürün kutsallarına kurban verilecek hayatlarımız yok
Her başlangıç yeni bir ruh, yeni bir heyecandır
Uluslararası sempozyumumuzun ardından
Sabır, dayanışma, direniş, kararlılık, alın teri...
İlimle yönetemeyen, zulümle yönetir
İyilik örgütlü gücümüzle kazanacak
Gelecek sizinle daha iyi olacak
Truva atı ya da beşinci kol faaliyetleri
Bir halk destanı: 15 Temmuz
Gelecek günler daha güzel olacak
Türkiye Buluşmamızda yapay sınırları aştık
Öze yeni bir yolculuk zamanı
Seçimimiz Kumpasları Bozmalı
Kararlı mücadeleyle güçlü Kazanımlar
Yüreğe Düşen Loğ Taşı
İLKSAN'da Zorunlu Üyelik Dayatmasına Nokta Koyduk
Destanlarımıza destan ekleyen lider kadrolara selam olsun
Yeniden Bismillah
Adım Adım Yükseköğretim Tazminatı Mücadelemiz
MEB'in 'I am Sorry' Deme Lüksü Yok
Y.U. Sendikacılığı
Yönetmelik Durdurulduğunda Atanmışlar Yürür mü?
Özgür Üniversite ve Örgütlenme
Kariyer Basamakları Bariyer Basamaklarına Döndü
Özür Durumuna Bağlı Yer Değişikliği ve Yargı Kararları
MEB Hatasından Dönmelidir
MEB Mevsimsel Norm Güncellemesinden Vazgeçmelidir
Nerden Baksan Haksızlık Nerden Baksan Tutarsızlık!
MEB’e Acil Reçete
Üniversitelerde Özgürlük ve Özlük için Örgütlenme
Tahriklere Gelmeden Kararlı ve Sabırlı Olacağız
Yeni Bakan Avcı’nın Eğitimde Önceliği Ne Olmalı?
Öğretmenler; Ömer’in, Merhamet ve Adaletini Bekliyor
Resen Atamalarda da 40 Bin Defa Düşünüldü mü?
Yeni Yılda da İnşa Sürecinin Öncüsü Olacağız
Sorun Yaşayanda mı Yaşatanda mı?
Yeni Bir Medeniyetin İnşası ve Öğretmenin Değeri
Bu Kez Yanılmak İstiyoruz!
Toplu Sözleşme Süreci ve Üç Cephede Mücadele Etmek
Hükümet ‘Yunanistan’a Döneriz’ Edebiyatından Vazgeçmelidir
Kesintili Eğitim ve Manipülatif Yaklaşımlar
Anadolu Liselerine Öğretmen Seçimi Sınavına Girilmeli Mi?
Yolun Açık Olsun Yusuf Ziya Özcan Hoca
Ek Ödemede Eğitimcilerin Muadili Kim?
Değişen Paradigma ve Hak Arama Kültürü
Son Toplu Görüşme’de Konfederasyonumuzun Kazanımları!
Usuls
Garip Bir Dava ve Sonrası…
Danıştay ve İsviçre’de Minareyi Yasaklayan Zihniyet!
18 Kasım Çarşamba Günü Meydanlardayız!
Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçimi
Öğretmenlerin Beklediği Yönetmelik
Hedefe Emin Adımlarla!
Bu Yanlış Uygulamayla Nereye Kadar!
Öğretmenim! Bu Bir İLKSAN Hikayesidir
Kadro Sözü Üzerinden Bir Yıl Geçti
Sürekli Değişen Kurallar Hukuki Güvenceyi Zedeliyor
İyi ki Eğitim-Bir-Sen var !
Çanakkale-Gazze Hattında İnsan-ı Kâmili Aramak
Bizimle canlanacak nice umutlara doğru
Örgütlü olmanın bereketiyle birleştik, birleştikçe büyüdük ve güçlendik
Psikopatik zevzeklerin kuru gürültüsü
Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal davası
FİLİSTİN DİRENİŞİ, MÜSLÜMANLARIN GELECEĞİ VE EMPERYALİZMİN ÇÖKÜŞÜ