Şairliğini, bilgeliğini, entelektüel kimliğini, hocalığını, hatipliğini, Anadolu coğrafyasının çelikleştirdiği mücadeleci kişiliğini hak ve özgürlük mücadelesinin mayası olarak ortaya koyan Kudüs Şairi ve Eğitim-Bir-Sen’in kurucusu Mehmet Akif İnan (1940-2000), Büyük ve Güçlü Türkiye rüyasını gerçekleştirmenin ve medeniyetimizi yeniden ayağa kaldırmanın, eğitimi ve eğitimciyi sorunlarından arındırmakla mümkün olacağına inanmıştı.
Sorunun bir parçası olarak yaşamaya devam edip, sadece sonuçsuz eleştiriler yapmaktansa; çözüme dair öneriler ortaya koyma düşüncesiyle, gayretlerini toplumsal mesafe almaya yoğunlaştırmış, 1992 yılından vefatına kadar ilmek ilmek Eğitim-Bir-Sen’in örgütlenmesi için mücadele etmiştir.
Aslında Mehmet Akif İnan, yok sayılan, 2. Sınıf vatandaş görülüp horlanan Anadolu insanının görüşlerinin, örgütlü bir güç haline gelmesine, eğitim çalışanlarının sorunlarının tespiti ve çözümüne ilişkin gündem oluşturulmasına, eğitimin; medeniyet değerlerimizden kopmadan 21. yüzyılın sorgulayan, irdeleyen, düşünen ve düşündüren standartlarıyla donanmasına emek harcamıştır.
Mehmet Akif İnan ağabeyimizin kurduğu ve örgütlediği Eğitim-Bir-Sen, sorunun bir parçası olarak yaşamaktansa, çözüme dair öneriler ortaya koyma düşüncesiyle çıktığı yolda; tenkit yerine teklif esaslı yaklaşımlar ve akademik bakışı merkeze alan duruşla eğitimin çözüm ortağı olmuştur. Eğitim çalışanlarının ekonomik sıkıntılardan arındırılarak, enerjilerini eğitim hizmetine yoğunlaştırabilmelerini sağlamak, eğitim ortamlarını hizmeti alan öğrenciye ve hizmet veren eğitim çalışanlarına yaraşır düzeye çıkarmak için örgütsel gücünü, birikimini yaptığı çalışmalarla ortaya koyan sendikamız, aynı zamanda özlük ve özgürlük mücadelesinin en önemli merkezi haline gelmiştir. Eğitim çalışanlarının mali haklarının iyileştirilmesini, sosyal ve meslekî gelişimlerine katkı sağlamayı ilke olarak benimseyen sendikamız; aynı zamanda daha demokratik Türkiye, özgürlüklerin daha fazla yaşanabildiği ülke ideali için elini taşın altına koymaktan geri durmamıştır.
Eğitim-Bir-Sen’in tüm gayreti; eğitim çalışanlarının ekonomik sıkıntılardan arındırılmasına, üyelerinin sosyal ve meslekî gelişimlerini sağlamanın yanı sıra Türkiye’nin daha demokratik, özgürlüklerin daha fazla yaşanabildiği bir ülke haline dönüştürülmesini sağlamak için de yoğun çaba sarf etmektir.
Eğitim-Bir-Sen, bugün yurt genelinde örgütlü, 450 bine dayanmış üyesine yenilerini ekleme azminde, milletimizin aydınlık geleceğini inşa etme aşkıyla dolu idealist kadrolarıyla, Türkiye’nin iftihar duyacağı bir sivil toplum kuruluşu konumundadır. Bu gurur verici eser, eğitimden başlamak üzere, aşama aşama tüm kamu hizmetlerinin ve tüm toplum hayatımızın adil, demokratik, özgürlükçü, sağlıklı ve verimli bir yapıya kavuşturulması için birer “dava adamı” şuuru içinde çalışan tüm üyelerinin ortak eseridir.
Bugün Eğitim-Bir-Sen’in tüm yöneticileri, teslim aldıkları bu eseri çok daha ileriye taşıyabilmiş olmanın, ülkemizin yüz ağartıcı, saygın, etkin bir sivil toplum kuruluşunu el birliğiyle vücuda getirmiş olmanın onurunu yaşıyorlar.
İnanıyoruz ki bu eser, bugün olduğu gibi gelecekte de sendikal mücadelenin kapsam ve muhtevasının zenginleştirilmesi, anlamlandırılması bağlamında çok daha diri bir ruhla yaşatılacak ve korunacaktır.
Biliyoruz ki, üyelerinin ortak sorunlarına, gereksinimlerine öncelik tanımayan hiçbir örgütlenme başarılı olamaz. Sendikacılığı hak arama davası olarak gören, darbesiz bir Türkiye özlemi çeken, birlik ve beraberliğe, kardeşliğe önem veren Eğitim-Bir-Sen, siyasal seçenekleri ne olursa olsun, bütün kamu çalışanlarının çözüm bekleyen yığınla ortak sorunlarına, beklentilerine odaklanmış, çözümü için üstün gayret göstermektedir, göstermeye devam edecektir.
İyi ki Eğitim-Bir-Sen var !
Çanakkale-Gazze Hattında İnsan-ı Kâmili Aramak
Bizimle canlanacak nice umutlara doğru
Örgütlü olmanın bereketiyle birleştik, birleştikçe büyüdük ve güçlendik
Psikopatik zevzeklerin kuru gürültüsü
Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal davası
FİLİSTİN DİRENİŞİ, MÜSLÜMANLARIN GELECEĞİ VE EMPERYALİZMİN ÇÖKÜŞÜ