“Hizmet hezimet, hükümet husumet olsun istiyorlar. Bu ateşe odun taşımamak lazım.”
Eğitim-Bir-Sen Manisa Şube Başkanı ve Memur-Sen İl Temsilcisi Mehmet Emin Sofuoğlu, CBÜ Eğitim-Bir-Sen Temsilciliği yönetim Kurulu Üyeleri ve üniversite çalışanlarıyla öğretmenevinde bir araya geldi.
Eğitim-Bir-Sen CBÜ Temsilciliği’nin organize ettiği buluşmaya, Fen Edebiyat Fak. Dekanı Prof.Dr. İsmail Maraş, Dekan Yardımcıları Yard. Doç. Dr. Kamil Şirin, Yard. Doç. Dr. Mehmet Günay, Sos. Bil. Enst. Müd. Prof. Kenan Erdoğan, Enst Müd. Yardımcısı Yard. Doç. Dr. Selim Altıntop ve birçok akademisyen ile üniversite idari kadrosunda çalışanlar katıldı.
Bu yıl üniversitede üye sayılarını arttırıp yetkiyi aldıklarını belirten CBÜ Eğitim-Bir-Sen Temsilcisi Yunus Uygun, CBÜ temsilciliği yönetimine teşekkür edip, yetkinin nirvana olmadığını kabul edip, daha fazla çalışarak tüm ünv çalışanlarını Eğitim-Bir-Sen ailesine katacaklarını belirtti.
Üniversite yönetimiyle yetkili sendika olarak ilk kurum idari kurulu’nu gerçekleştirdiklerini belirten Uygun, alınan kararlarla üniversite çalışanları adına çeşitli kazanımlar sağladıklarını, bu kazanımların tüm ünv çalışanlarına hediyeleri olduğunu kaydetti.
Toplantıda konuşan Eğitim-Bir-Sen Manisa Şube Başkanı ve Memur-Sen İl Temsilcisi Mehmet Emin Sofuoğlu, “Yeryüzünün öğretmeni olabilmek için önce gökyüzünün öğrencisi olmak” bilinciyle yola çıkan bir camia olduklarını kaydederek, “Şunu açık yüreklilikle söyleyebilirim. Öncelikle her yenilgi fikir yenilgisidir, her zafer önce fikir zaferidir. Fikrin üstünlüğü, fikrimizin üstünlüğü bizi bugün bu noktaya taşıyarak, Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü haline getirdi” dedi.
Eğitim-Bir-Sen olarak, ülkenin vesayetten arındırılması yolculuğunda her zaman milli iradenin yanında olduklarını kaydeden Sofuoğlu, şöyle devam etti: “İstiyoruz ki, bu ülke ham demokrasiden tam demokrasiye geçsin; korku tünelinden çıksın ve demokratik kültür kurumsallaşsın. Bu nedenle, Türkiye’nin en büyük sendikası ve sivil toplum kuruluşu olarak emeğimizin, ekmeğimizin bir daha küçülmesini, kazanımlarımızın sıfırlanmasını ve yeniden başlangıç noktasına dönülmesini istemiyoruz. İstiyoruz ki ülke kaybetmesin. Şimdi de ülke üzerinde küresel operasyon yürütülüyor. Milli irade ipotek altına alınmaya çalışılıyor. 17 Aralık Operasyonu’nun ekonomiye getirdiği yük de, vicdanlara yüklediği sorumluluk da ağır olmuştur. Her defasında farklı yöntem deneyenler, bu kez sosyal tabanı kristalize etmeyi seçtiler. Hizmet hezimet, hükümet husumet olsun istiyorlar. Bu ateşe odun taşımamak lazım.
Konuşmasında toplu sözleşme sonuçlarına da değinen SOFUOĞLU “15 Ocak-15 Temmuz itibarıyla sendikalı bir öğretmen 278 TL net zam alacak. Yani bu, bugünkü maaşlara net yüzde 14 zam demektir. Bu zammın içinde 150 TL ek ödeme var, net 123 TL taban aylığa zam var, bunun brütü 175 TL’dir. Maliye Bakanlığı’nın 15 yıldır hiç yanaşmadığı bir zamdır bu. Maliyeye maliyeti her bir memur için 210 TL’dir. Ve bu zammın emekli bir memura ikramiye olarak yansıması 2014 itibarıyla net 5 bin 250 TL’dir. Emekli eğitim çalışanına yüzde 12 zam, 4/C’liye yaklaşık yüzde 50 zam, öğretim yılına hazırlık ödeneğinin önümüzdeki yıldan itibaren 940 TL’ye çıkarılması var ve daha birçok kazanım. Bunların hepsi 2014 toplu sözleşmesinin kazanımlarıdır. Bunları biz aldık. 9 yıl boyunca masaya oturanlar, eğitim çalışanları için ne almışlardı? Koskoca bir hiç. Buna rağmen dönüp bu yılki toplu sözleşmenin süresi üzerinden bizi vurmaya çalışıyorlar. Kısa ve net söylüyorum, bunun adı ahlaksızlıktır, emek hırsızlığıdır. Buna boyun eğmek büyük vebaldir. Onlar, Eğitim-Bir-Sen’in bugüne kadar elde ettiği özlük ve özgürlük kazanımlarının sadece zekâtının bile yanına yanaşamazlar” diye konuştu.
YÖK yasa taslağının unutturulmaya çalışıldığını dile getiren SOFUOĞLU, “Üniversitelerdeki sorunların temel nedeni darbe ürünü YÖK yasasıdır. Bu yasa mutlaka değiştirilmelidir. Özgür ve demokratik üniversiteler için, bilimin üretilmesi için bu şart. Üniversite idari personeli için yakında olumlu gelişmeler bekliyoruz. Görevde yükselme ve unvan değişikliği için düzenleme yapılacak. Sendika olarak, çalışanların taleplerinin önemli bir kısmının dikkate alınmasını bekliyoruz. Öğretim elemanlarının ücretlerinde iyileştirme yapılması için çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Sonuç alıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu
Yeni YÖK yasa tasarısı çalışmalarında sendika olarak aktif görev aldıklarını, taslak önerisi sunduklarını, kanun tasarısı çalıştaylarının tümüne katıldıklarını ifade eden SOFUOĞLU, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu çalışmalar doğrultusunda bir kısım hak ve iyileştirmeler YÖK yasasıyla ilgili olduğundan, üniversite çalışanlarımızın özlük hakları ve çalışma şartlarının iyileştirilmesine yönelik çalıştay ve araştırmalar yaparak taleplerimizi, YÖK Başkanı ile yaptığımız ortak basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladık. Disiplin ve sicil affı ile birlikte üniversite öğretim elemanlarının mali haklarının iyileştirilmesine ilişkin talep ve önerilerimizi Kamu Personeli Danışma Kurulu’na da taşıdık. Daha sonra YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ve Genel Başkanımız Ahmet Gündoğdu ile beraber yapılan toplantı sonunda varılan mutabakat metni Sayın Başbakana iletildi.”
SOFUOĞLU: öğretim elemanlarının son yıllarda reel anlamda ücret kaybı yaşadıklarını ifade ederek, bu kaybın mutlaka giderilmesi gerektiğini söylerek, üniversitelerimizin öğretim elemanları açısından daha cazip hale gelmesi, daha çok bilimsel çalışma yapılması, üniversitelerde rekabet edilebilir bir ücret anlayışının benimsenmesi, 2023 vizyonuna hazır bir üniversitenin meydana getirilmesi için öğretim elemanlarının ücretlerinin iyileştirilmesinin elzem olduğunu kaydetti.