Gerçekleştirilen Divan Kuruluna Eğitim Bir-Sen Manisa Şube Başkanı ve Memur-Sen İl Temsilcisi Mehmet Emin SOFUOĞLU, Eğitim Bir-Sen Manisa Şube yönetim Kurulu üyeleri Mehmet AKIŞ, İlyas ŞEN, Halil KALLAT, Turan SELOĞLU, Genç Memur-Sen İl Temsilcisi Mesut ÖNER ve Eğitim Bir-Sen İlçe Başkanları ve yönetim kurulu üyeleri katıldı.
Toplantı öncesinde Maden Kazası Şehitliği ziyaret edildi. Burada Kuran-ı Kerim okundu ve şehitler için dua edildi.
Mezarlık ziyaretinin ardından Ege Linyit İşletmeleri Sosyal Tesisine geçildi.
Toplantının açılış konuşmasını Eğitim Bir-Sen Manisa Şube Başkanı ve Memur-Sen İl Temsilcisi Mehmet Emin SOFUOĞLU “Canımdan aziz bildiğim, çok kıymetli dava arkadaşlarım, Hepinizi en kalbi duygularla ve selamların en güzeliyle selamlıyorum. Hoş geldiniz!
Bu ortamın hazırlanmasında emeği geçen arkadaşlarıma, ilçelerden gelen bşk ve yönetim kurulu üyesi arkadaşlarıma teşekkürlerimi borç biliyorum.
Soma’daki elim faciada hayatlarını kaybedenlere bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar diliyorum, milletimizin başı sağolsun.
Yıldönümü olması hasebiyle mavi Marmara şehitlerimize de bir kez daha Cenab-ı Hak’tan rahmet diliyorum. Bu vesileyle Filistin’de, Gazze’de ölüm ve kan kusan İsrail’i bir kez daha lanetliyorum. Mavi Marmara ümmetin ak alnı, İsrail’in kabusu olmuş, olmaya da devam edecektir.
Değerli dava arkadaşlarım
Öncelikle zor bir süreç yaşadık. Bunun altını çizerek konuşmama başlamak istiyorum. Bu süreç aslında dershane meseleleriyle başladı. Fitil orada ateşlendi ve 17 Aralık ile devam etti.
Bir teşkilatın etkinliği, gücü, başarısı ve direnme azmi zor zamanlarda belli olur. Sizler, bu teşkilatın kahramanları, biz varız ringi terk etmiyoruz dediniz. Ve her zamankinden daha fazla çalıştınız, çalıştık.
Tüm ilçelerimizde eğitim hizmet kolunda faaliyet gösteren, bütün işyerlerinde teşkilatlanan, ülkemizin ve şehrimizin en büyük sendikası olarak tüm Türkiye’nin emek, emekçi hakkı, demokrasi, insan hakları, özgürlükler bağlamında gözü kulağı olan Eğitim-Bir-Sen, 15 Mayıs 2014 itibarıyla Milli Eğitim’de en yakın rakibiyle arasındaki farkı Manisa’da 1179’a, ülke genelinde 49 bin 297’ye çıkarmıştır.
Dün görülen düşler bugün gerçek olmuştur.
2009 yılında Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde aldığı yetkinin açtığı yoldan ilerleyerek 2011 yılında genel yetkiyi alan Eğitim-Bir-Sen; 2012 yılında aldığı yetkiyi güçlendirirken, 2013 yılında karşısına çıkan her türlü zorluğa rağmen peşinden gelmeye çalışan sendika ile aradaki farkı açmış, 2014 yılında ise bu hususta adeta destan yazmıştır. Böylece, Mehmet Akif İnan’ın, “Ölüm bir tohumsa kefen zarında/Gün olur fışkırır bir orman olur” mısraları manasını bulmuş, dün görülen düşler bugün gerçek olmuştur. Bir çekirdekte bir filizi, bir filizde bir fidanı, bir fidanda ormanı düşleyenler; birçok olumsuzluğa rağmen güçlü teşkilat olduğunu bir kez daha tescil ettirmiştir.
Eğitim çalışanlarının ekonomik ve sosyal haklarının geliştirilmesi için emek ve özgürlük mücadelesi verenler, daha önce olduğu gibi, bundan sonra da hiçbir siyasal yaklaşım ve ideolojinin kanatları altına girmeden, kendi dinamizmini oluşturan medeniyet ve değer odaklı yeni sendikal anlayışla sorunun parçası değil, çözümün paydaşı olmayı sürdürecektir.
Bu duygularla, ilçe başkanı ve yönetiminden, işyeri temsilcilerimize ve üyelerimize, tüm teşkilatımızı, disiplinli, istikrarlı ve ihlâslı çalışmalar neticesinde elde ettiği başarıdan ötürü kutluyorum.
Bütün kalbimle şunu söyleyebilirim ki, üyesinden, genel başkanına kadar bu süreçte gece gündüz çalıştık. Birçoğunun “ben yoğum” dediği yerde sizler, bu teşkilatın kahraman emekçileri, “biz buradayız ve mücadeleye devam edeceğiz” dediniz. Her zaman olduğu gibi yine taşın altına elinizi değil tüm bedeninizi koydunuz. Hepinizden Allah razı olsun.
Emperyalizmin piyonlarının yaptığı operasyonların karşısında duracağız.
Kamu görevlileri için en emin adres, en güvenilir liman Eğitim-Bir-Sen’dir. “İnsanımıza, insanlığa, medeniyet değerlerimize dair ne varsa dert edineceğiz, bunları sahipleneceğiz. Bunların yeniden inşası için aklımızı, yüreğimizi ve bedenimizi taşın altına koyacağız dedik. Vesayeti deşifre edeceğiz, milletin iradesini gasp etmeyi meslek edinen darbecilere geçit vermeyeceğiz dedik ve duruşumuzdan taviz vermedik. Söylemlerimizi, çalışmalarımızı bu doğrultuda hayata geçirdik. Temel hak ve özgürlüklerin adresi olan sendika olarak, kadim medeniyetimizin inşasından da sorumluyuz. Emperyalizmin piyonlarının yaptığı operasyonların karşısında duracağız. Ümmeti ve ümmetin geleceğini küresel darbecilerin eline bırakmayacağız. Onların oyunlarını bozacağız. Memur-Sen olarak, ülkemize ve milletimize karşı kurulan komplolara asla boyun eğmeyeceğiz.
Her insanı “vahdet ikliminin zirvesine”, “barış ve adalet devrine” davet edeceğiz.
Birileri bilgi çağı, sibernetik çağ ismini verse de esasen insanlık tarihi demokrasi ve uygarlık kostümü giydirilmiş “vahşet ve sömürü çağını” yaşıyor. Mevcut düzen değişmezse içinde bulunduğumuz “utanç çağı” ne yazık ki devam edecek. Mısır’da meydanlarda darbeci Sisi’nin kurşunlarına hedef olanlar, düzmece mahkemelerde idama mahkûm edilenler, Esed’in misket bombalarıyla ölen sabiler, Orta Afrika’da, Arakan’da Müslüman olduğu için katledilenler, Çin zulmü altındaki Doğu Türkistanlılar, işte bu utanç çağının eseridir.
Suriye, Mısır, Somali, Bosna, Orta Afrika ve Arakan, insanlık testinden geçtiğimiz coğrafyalardır. Somali’de yara sarmazsanız, Bosna’da selin evsiz bıraktığı insanlara el uzatmazsanız, Somalı kardeşlerimizin hüznünü yaşayamazsınız. Ölümden kurtulan Bosnalı teyzenin Soma’yı sormasındaki hikmeti anlamazsanız Soma’da babaları, evlatları, kardeşleri, kocaları ölen insanımızın içimizi acıtan sesini bırakın yüreğinizle, kulaklarınızla bile duyamazsınız. “Önce insan ve her zaman insanlık” diyerek yaşamayı ve yaşatmayı telkin eden kadim bir medeniyetin mensupları olarak insanlığımıza, merhametimize sınırlar çizemeyiz. Gitmediğimiz her yer, el uzatmadığımız her insan Batı uygarlığının “sömürü ve vahşet çukuruna” düşme riski altındadır. O zaman ne yapacağız? Yorulmadan, yılmadan dünya üzerinde yaşayan her insanı “vahdet ikliminin zirvesine”, “barış ve adalet devrine” davet edeceğiz. Medeniyetimizi elbirliğiyle yeniden zirveye taşıyacağız. Mutlaka ama mutlaka Hakkı üstün kılacağız.
Eğitim-Bir-Sen milletin, kamu görevlilerinin değerlerini, beklentilerini ve hayallerini bilen sendikadır. Kamu görevlileri Memur-Sen’e, Eğitim-Bir-Sen’e bunun için teveccüh gösteriyor.
Bu teveccüh, kamu görevlilerine, eğitim çalışanlarına daha fazla kazandırmak, onları saygın işle ve insan onuruna uygun bir hayatla buluşturmak gayretinin eseridir. Biz, taban aylığa daha fazla zam alma peşindeyken, rakiplerimiz tabanlarına emniyet güçleriyle meydan muharebe talimatı vermeye hazırlanıyordu. Biz, öğretmenlerimizin ek ödeme mağduriyetine son verirken, diğer iki sendika, öğretmenleri kargaşa alanlarına davet etmekle uğraşıyordu. Biz öğretmenlerimizin, eğitim çalışanlarının mali sosyal haklarını yukarı doğru çekme mücadelesi verirken, onlar milletin iradesine çelme takma peşindeydi. 15 Mayıs itibarıyla gerçekleşen üye sayımına göre Kültür Memur-Sen’in de yetkiyi almasıyla on bir hizmet kolunun on birinde de yetkiliyiz. Memur-Sen’in üye sayısı diğer iki konfederasyonunun üye sayısının toplamından fazladır. Eğitim-Bir-Sen olarak, diğer sendikalarla aramızdaki farkı daha da artırıyoruz. Memur-Sen’in Manisa’da 14 bin, Türkiye’de 770 bin üyeye ulaşması, Eğitim-Bir-Sen’in Manisa’da yaklaşık 5000, Türkiye’de 280 bin üyeyle zirvede rakipsiz olması bu hizmet ve anlayış farkının sonucudur. Diğer sendikalarla aramızdaki farkı daha da açacağız. Bizimle, bizim medeniyetimizin değerleriyle tanışmayı bekleyenler var. Bu yüzden, ilim, irfan ve kültür konusunda yaşadığımız fetret devrine son vermeliyiz. Üstad Necip Fazıl’ın deyişiyle, ‘Yüzüstü sürünmeye dair isyanımızı, itirazımızı’ harekete geçirirsek, bir başka üstadımız Sezai Karakoç’un vazedişiyle ‘Kendi değerlerimizin, birikimimizin, kaidelerimizin üzerinde yeniden dirilirsek’ önce Sakarya, sonra Türkiye ve nihayet insanlık ayağa kalkacak. Medeniyet davamızın aydınlarından Yusuf Kaplan’ın o muhteşem tespitiyle “Dilini yitiren toplumların yerlerini bulmaları, yerlerini yitirenlerin yönlerini bulmaları mümkün değil.” Biz, uzun süredir dilsiz ve yersiziz. Medeniyet fikrimizi, ilim, irfan ve kültür sütunları üzerine temellendireceğiz. Bu, tefekkür ve tevekkül kurgusunu hayata geçirmiş adanmış gönüllerin işidir. Bu teşkilat o gönül erlerinin temsilcileriyle doludur. Bu teşkilat, Eğitim-Bir-Senlilerin medeniyet davasına adanmışlığının sembolüdür.
Eğitim-Bir-Sen olarak enerjimizi, gücümüzü, zamanımızı, mekânlarımızı kamu görevlilerinin hakkı ve hukukunu korumak, artırmak için kullanıyoruz. Eğitim-Bir-Senliler olarak milletimize, memleketimize, medeniyetimize hizmet ediyoruz. Barış ve hakkaniyet temelli yeni bir dünya mücadelesi veriyoruz. Biz, millet iradesinin sendikacılıktaki adı, hak arama mücadelesinin Türkiye’deki adresi, Çanakkale ruhuyuz. Biz; Yunus’u, Mevlana’yı ve Hacı Bayram Veli’yi rehber edinenlerin merkeziyiz.
Değerli arkadaşlarım son olarak 7 Mayıs’ta yaptığımız MEB Kurum İdari Kurulu’nda çözülmesini acilen beklediğimizi belirttiğimiz hususların başlıklarını ifade ederek konuşmamı bitirmek istiyorum.
Akademik Personelin Ücretlerinin Artırılmasını Talep Ediyoruz
Öğretmenlerin Ek Göstergesi 3600’e Çıkarılmalıdır
Ek Ders Birim Ücretinin Artırılmasını İstiyoruz
Nöbet Görevine Ücret Ödenmelidir
Kravat Takma Zorunluluğu Kaldırılsın
Öğrencilere Yönelik Başörtüsü Yasağı Tamamen Kaldırılsın
Karma Eğitim Mecburiyetine Son Verilmelidir
4/C’li Personelin Kadro Müjdesi Bekliyoruz
İşçi-memur ayırımının kaldırılmasını istemiyoruz. “Çalışanlar” altında birleştirilme fikrine sıcak bakmıyoruz” şeklinde konuştu.
İl yönetim Kurulu Üyeleri ve Eğitim Bir-Sen İlçe Başkanlarının konuşmalarının ardından İlçe Başkanlarına ve yeni görevlerine atandığı için İlçe Başkanlığını bırakan üyelerimize plaket verildi.
Mehmet Emin SOFUOĞLU
Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı, Memur-Sen İl Temsilcisi