Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen'in de üyesi olduğu Manisa Sivil Dayanışma Platformu (MASİDAP) tarafından Doğu Türkistan’daki Müslüman Türklerin yıllardır Çin zulmüne maruz kalması sebebiyle protesto amacıyla basın açıklaması düzenlendi.
Basın Açıklamasını Manisa Sivil Dayanışma Platformu (MASİDAP) Dönem Sözcüsü,Memur-Sen Manisa İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Mehmet Emin Sofuoğlu yaptı.
Memur-Sen Manisa İl Temsilciliğinde gerçekleştirilen ortak basın toplantısına Memur-Sen Manisa İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Mehmet Emin Sofuoğlu, Genç Memur-Sen İl Temsilcisi Mesut Öner, Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Mehtap Şirin, Hayrat Vakfı İl Temsilcisi Kemal Yalçın, MÜSİAD Başkanı Abdullah Tekin, ÖNSİAD Başkanı Mehmet Çavuşoğlu, Mana-Der Başkanı Adem Aktaş, HAYSİAD İl Temsilcisi Neşet Akgün, MİSDER Başkanı ve Yunusemre Kent Konseyi Başkanı Halil Arslan, MİMDER Başkanı Ramazan Şevik, Yunusemre ve Şehzadeler Memur Sen ve Eğitim Bir-Sen İlçe Temsilcileri Hasan Çolak ve Nadir Teke ile yönetim kurulu üyeleri katıldı.
İşte Basın Açıklamasının Tam Metni:
Uzak Doğu’da bir katil Çin zulmü yaşanıyor. Doğu Türkistan’da yıllardır süren asimilasyon, baskı ve korku politikası, Uygur halkını zor durumda bırakırken, kardeşlerimizin köle gibi kullanılması, hatta satılması; din ve inançlarının hiçe sayılması, sorgusuz gözaltı ve tutuklamalar insan haklarının ve vicdanın hangi boyutlarda olduğunu gözler önüne seriyor.
Doğu Türkistan isminin bile yasak olduğu topraklarda, yüzlerce insan kendi yurtlarının adını kullandıkları için bile infaz ediliyorlar.
Geçtiğimiz Ramazan Ayında Müslümanların oruç tutmalarını yasaklayan, engel olmaya çalışan bu vahşi devlet, şimdi de 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren yasalar ile Müslümanların iş yerleri ve resmi kurumlarda namaz kılmalarını ve başörtüsü takmalarını yasakladı.
Zalim Çin, abluka altına aldığı yerlerde en üst düzeyde baskı uygulayarak, yasaklar koyarak, insanların sokağa dökülmesini istedi. Bu sayede amacı yapılan katliamlara gerekçe oluşturmaktı. Bayramın birinci günü yapılan saldırılarda binlerce Müslüman’ı gözlerini kırpmadan katlettiler. Yapılan bu katliam görmezden gelinerek üzeri kapatıldı.
Katil devlet Çin, Doğu Türkistan’da 1949’da işgal ettiği günden 2014’ e kadar yaklaşık 65 yıldır uygulamış olduğu uluslararası hukuk ihlallerini, asimilasyonu, soykırımı ve bütün antidemokratik uygulamalarını, meşrulaştırma çabası içerisine girmiştir.
Doğu Türkistan’da bulunan Gayr-i Müslim Türkler için hiç bir sorun yok. Zulüm sadece Müslüman Türklere. Doğu Türkistan’da mesele ırk soykırımı değil, İslam’ı ve Müslümanları yok etme meselesidir.
Çin’e karşı boyun eğmeyen Müslümanlar katlediliyor. Dünya kamuoyu sadece izlemekle yetiniyor.
Doğu Türkistan'daki Müslümanlar, yarım asrı aşan süredir Çin zulmü ve soykırımı altında inim inim inliyor.
Din ve vicdan hürriyetini baskı altında tutan bu uygulamalar büyük bir zulme dönüşmüştür. En temel insan hakkı olan dini vecibelerin yerine getirilmesi bile engellenmektedir. Aşırı sert müdahaleler ve idamlar giderek artmaktadır.
Yaşanan haksızlığa ve insan hakları ile bağdaşmayan uygulamalara sessiz kalamayız.
İnsanlık onuru bu zulme sessiz kalmamalı, mutlaka dur demelidir.
Oradaki Müslüman kardeşlerimizin tek umudu Türkiye Cumhuriyeti Devletidir. Hükümetimiz kardeşlerimiz için ivedi olarak bir çözüm üretmeli ve harekete geçmelidir.
Bu bölgede yaşayan insanların sıkıntılarına derhal çözüm bulunmalı ve kalıcı bir barış inşa edilmelidir.
Çin Hükümetini bu çirkin ve insanlık dışı uygulamalarına son vermeye ve derhal bu soykırımdan vazgeçmeye davet ediyoruz!