Vesayetin her çeşidine; paraleline de dikeyine de yatayına da karşıyız!
Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı ve Memur-Sen İl Temsilcisi Mehmet Emin SOFUOĞLU, diğer sendikaların sorunlu bir sendikacılık yaptığını belirterek, “Biz sorumlu sendikacılık yapıyoruz. Onlar millete kazan kaldırmanın derdinde, biz çalışanlara da millete de kazanım üretmenin peşindeyiz” diyerek, sendika olarak her zaman eğitim çalışanlarının, kamu görevlilerinin ve milletin yanında, milletin karşısında mevzi alan oluşumların ise karşısında olduklarını, bu duruşlarını, 22 yıldır hiç bozmadan sürdürdüklerini kaydederek; “ Dün nasıl vesayete karşı çıktıysak, bugün de vesayetin her çeşidine; paraleline de dikeyine de yatayına da karşıyız” dedi.
SOFUOĞLU, Türkiye’nin içinden geçtiği ve vesayetin hâkim kılınmaya çalışıldığı süreçte, paranın veya özlük haklarının hesabını yapmanın doğru olmayacağını ifade ederek, “Kuruş değil, duruş sendikacılığı yapmalıyız. Ücret sendikacılığı bizim için araçtır; amaç, medeniyet davamıza, insanlık davasına, insana, millete, mazlum halklara yardım etmektir. İnsan onuruna yakışır ücret mücadelesi de asli görevimizdir. .Büyük Türkiye idealine daha fazla katkı yapmak ve milli iradenin gür sesi olmak için Eğitim-Bir-Sen’in hem nicelik hem de nitelik olarak büyümesi, ilerlemesi gerektiğini belirterek, bu anlayış ve düşünce doğrultusunda, 24 saat sendikacılık yaklaşımıyla, bir yandan kendilerini geliştirmeye, bir yandan üye sayılarını artırmaya yönelik faaliyetlerini gece gündüz demeden sürdürdüklerini söyledi
Ara sokakların değil, meydanların sendikası olduklarını ifade eden Mehmet Emin SOFUOĞLU, “Gizli amaçlar doğrultusunda bu milletin karşısında yer alan ve bu millete tuzak kuranların, hangi düşünce ve anlayışın temsilcisi olursa olsun, hep karşısında durduk, meydanlara çıkarak ‘dur’ dedik. Bundan sonra da, milletin benimsemediği her türden antidemokratik yapının karşısında olmaya devam edeceğiz. Büyük ve güçlü bir aile olarak yerimiz her zaman milletin yanı olmuştur” şeklinde konuştu.
28 Şubat postmodern darbe sürecinde gasp edilen özgürlüklerin, verdikleri mücadele sonucunda geri alındığını kaydeden SOFUOĞLU, katsayı adaletsizliğinin giderilmesi, üniversitelerdeki başörtüsü yasağının sona erdirilmesi, kadınların başörtülü olarak kamuda çalışmasının önündeki engelin kaldırılması, Kur’an eğitiminin önündeki yaş sınırının kaldırılması, 8 yıllık kesintisiz eğitim dayatmasının sona erdirilmesi, Milli Güvenlik Dersi’nin kaldırılması başta olmak üzere, eğitimde ve kamuda vesayetin izlerinin silinmesinde en büyük payın Eğitim-Bir-Sen’e ait olduğunu dile getirdi.
Toplu sözleşme hakkının alınması, sendikalı kamu görevlilerine üç ayda bir toplu sözleşme ikramiyesinin verilmesi, promosyonların tamamının çalışanlara dağıtılması, genel idare hizmetleri sınıfında çalışanların aynı unvanda olmasına rağmen farklı kurumlarda farklı maaş almalarındaki adaletsizliğin giderilmesi, ek ödeme, taban aylığa ve emekli ikramiyesine zam dahil onlarca kazanıma imza attıklarını söyleyen SOFUOĞLU, şunları söyledi:
“Biz, eğitim çalışanlarının karşısına, yalan yanlış bilgilerle alanı manipüle edenlerin aksine, özlük ve özgürlüklerle ilgili elde ettiğimiz kazanımlarla çıkıyoruz. Biz, sadece eleştirmek yerine öneri ve teklif sunuyor, eğitimcilere yakışmayan çirkin bir uslupla, nahoş kelimlerle yalan yanlış laf üretmek yerine kazanım sağlıyoruz. İftira sendikacılığı yerine , kazanımlarımızla çalışanların iftihar ettiği sendikacılık yapıyoruz. Sendikal yolculuğa çıkarken verdiğimiz sözlerin gereğini bir bir yerine getiriyor; çalışanların ekmeğini büyütürken, özgürlük alanlarının genişletilmesi, Türkiye’nin tam demokrasiye geçmesi için verdiğimiz mücadelenin meyvesini topluyoruz. Bu mücadelede emeği geçen bütün üyelerimize teşekkür ediyoruz.
Milli Eğitim Bakanlığı kanununda yapılan son değişikliklere de değinen SOFUOĞLU, şöyle devam etti: “Bulunduğumuz makamlarda farkımızın ve rengimizin hissedilmesi, olumlu anlamda iz bırakmamız gerekmektedir. Birileri gibi, makamlardan güç alan değil, makamlara güç veren yöneticiler olmalıyız. Rotasyona uğrasa da mutasyona uğramayan yöneticiler dönemi artık kapanmalıdır.”
Geçmişte yıllarca yetkiyi elinde bulunduran sendikaların elle tutulur bir kazanımı yokken, Eğitim-Bir-Sen’in sadece son iki yılda eğitim çalışanları için 18 kazanıma imza attığını ifade eden SOFUOĞLU, önümüzdeki dönemde karma eğitim mecburiyeti, 4/C’liye kadro, öğretmenler için 3600 ek gösterge, nöbetlerde ücret ödenmesi, ek derslerin vergi diliminden muaf tutulması gibi konularda kazanım sağlamak için var güçleriyle çalışacaklarını kaydederek, “Çünkü çalışırsak varız, çalışmazsak yokuz” dedi.
Mehmet Emin SOFUOĞLU: “Ek ödemeyi aldık mı? Aldık. Ek ödeme üzerinden namus pazarlayanların ahlaksızlığı ortaya çıktı mı? Çıktı. Şimdi 175 TL taban aylığı eleştiriyorlar. Siz değil miydiniz, ‘taban aylığa 10 TL verin, sözleşmeyi imzalayalım’ diyen. 2014 yılında bir öğretmenin maaşına net 273 TL zam aldık. Bu yaklaşık yüzde 14 zam demektir. 4C’liye yüzde 50 zam aldık. Eğitim-öğretim hazırlık ödeneğini önümüzdeki yıldan itibaren 940 TL’ye çıkarttık. Bu kazanımların altında Eğitim-Bir-Sen üyelerinin emeği, alın teri var. Peki, şimdi onlara sormak lazım, yıllarca yetkili olduğunuz halde “eğitim” özelinde ne aldınız? Koskoca bir hiç! sıfır kazanım. Onlarca iftira, dedikodudan başka, eğitim çalışanlarının moralini ve eğitim-öğretimin insicamını bozmaktan başka olumlu olarak ne katma değeriniz oldu? Yok efendim müsteşarla görüştük müdürlükler şöyle olacak, yok efendim öğretmene rotasyon gelecek, yok iş güvencemiz elden gidiyor vs… Öğretmenler odalarında yalan yanlış kara propagandalarla eğitim çalışanlarının moral motivasyonunu olumsuz etkileyecek iftira ve yalanlar atan, eğitim çalışanlarının hayrına bir tanecik kazanımı da olumlu sevgi sözcükleri de bulunmayanların yaptıkları iğrenç propagandalara eğitim çalışanları itibar etmemektedir. Zaten eğitim çalışanlarının, malum işportacı sendikacılık yapanlara, yetkiyi vermeyerek bugüne kadar bunlara itibar etmediklerini de açıkça ortaya koymuşlardır.
Sorun değil, çözüm üreten bir sendika olduklarını belirten SOFUOĞLU, şöyle konuştu: “Eğitim-Bir-Sen’in yetkili sendika sıfatıyla oturduğu iki toplu sözleşme masasındaki kararlı duruşu ve son toplu sözleşmedeki performansı, bundan önceki süreçte yetkili olan iki sendikanın eğitim çalışanları adına kazanım üretme konusundaki yetersizliğini de tescillemiştir. Kazanım hanesinde koca birer sıfırı bulunanların ,Eğitim-Bir-Sen’in her seferinde yeni kazanımlar üretmek suretiyle toplu sözleşmeyi kazanımlar serisi haline getirmesini alkışlamayacaklarını biliyoruz. 2014-2015 yıllarını kapsayan hizmet kolu toplu sözleşmesini ‘başarısız’ olarak göstermek ve karalamak için bu kadar enerji harcamaları bizi yanıltmamıştır. Keşke, bizi ve toplu sözleşmeyi karalamak için kafa yoracaklarına eğitim çalışanlarına kazanım üretmek için çaba harcasalardı.
Biz Eğitim-Bir-Sen olarak ise yetkili olduğumuz son iki yılda, biri mutabakatsızlıkla, diğer mutabakatla sonuçlanan iki toplu sözleşmede eğitimcilere özel 18 kazanıma imza attık. Alınan her şeyi Eğitim-Bir-Sen aldı. Eğitim çalışanlarını, kamu çalışanlarını; istismarcı sendikaların ve sakat sendikal anlayışların insaf ve istismarına bırakmayacağız; kamu görevlileri için en emin adres, en güvenilir liman biz olacağız dedik. İnsanımıza dair, insanlığa dair, medeniyet değerlerimize ve kamu çalışanlarına dair ne varsa dert edeceğiz, sahipleneceğiz; bunların yeniden inşası için aklımızı, yüreğimizi ve bedenimizi taşın altına koyacağız dedik. Vesayeti deşifre edeceğiz, milletin iradesini gasp etmeyi meslek edinen darbecilere geçit vermeyeceğiz dedik. Derdimiz millet olacak, kamu çalışanları olacak, Cahit Zarifoğlu’nun ifadesiyle “ite çakala karşı yarin kapısında duracağız” dedik. Söylemlerimizi pratiğe geçirecek hiçbir eylemden geri durmadık. Kararlı eylemlerle eğitim çalışanlarına, kamu çalışanlarına önemli kazanımlar sağladık. Ülkemiz, insanımız, değerlerimiz adına önemli kazanımların sağlanmasının öncüsü yine bizler olduk. Söylem, eylem ve kazanımlarımız sebebiyle nüfuzumuz arttığı gibi, her geçen gün nüfusumuz da katlanarak arttı. Bugün Eğitim-Bir-Sen olarak 300 binlere, Memur-Sen olarak 800 binlere doğru yol almaktayız. Ülkemizin en büyük sendikası, en büyük konfederasyonu, en büyük sivil toplum örgütüyüz .
Bundan sonraki mücadele alanlarıyla ilgili bilgi veren Mehmet Emin SOFUOĞLU: “Özlük hakları boyutuyla akademisyenlere zam, ek ders adaletsizliğini giderme, nöbet görevi için ücret ödenmesi ve ek ders ücretine zam, genel idare hizmetleri sınıfı ile yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarının görev tanımlarını içerecek yönetmelik, öğrencilere ve erkek memurlara uygulanan kılık kıyafet dayatmasına son verilmesi, karma eğitim mecburiyetine son verilmesi ve 4/C’liye kadro verilmesi, disiplin affı, 2005 yılından sonra göreve başlayanlara bir derece verilmesi, emekli ikramiyesinin hesaplanmasında 30 yıllık hizmet süre sınırlamasının kaldırılması gibi konularda mücadelemize devam edeceğiz” diye konuştu.